-
1 course
n f1 action de courir yarış [ja'ɾɯʃ]2 sport hız yarışı3 les courses alışveriş4 de taxi taksiyle gitmek -
2 commission
n f1 les commissions alışveriş2 comité kurul [ku'ɾuɫ]3 pourcentage yüzdelik4 message haber [ha'beɾ] -
3 corvée
n fchose pénible angarya [an'gaɾja]◊Faire les courses, c'est une corvée ! — Alışveriş yapmak, ne angarya !
-
4 se déplacer
v pr1 bouger yer değiştirmek2 yolculuk etmek◊Elle se déplace souvent pour son travail. — Bayan işi için sık sık yolculuk ediyor.
См. также в других словарях:
alışveriş yapmak — alım satım işini gerçekleştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışveriş — is., tic. 1) Alım satım işlemi, muamele 2) mec. İlişki, münasebet O bir defa bile görmemişti bu adamı. Bir alışverişi yoktu onunla. T. Buğra Birleşik Sözler alışveriş sigortası pazarlıklı alışveriş düşünce alışverişi Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksuata — alışveriş yapmak … Beypazari ağzindan sözcükler
pâzâr — (F.) [ رازﺎﺑ ] 1. çarşı, pazar. 2. alışveriş. ♦ pazar eylemek alışveriş yapmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
hacet görmek — 1) gerekli bulmak, gerekli saymak Kendi kuvvetlerini ve yiğitliklerini söylemeye, vaka ile tespit etmeye hacet görmüyorlar. H. E. Adıvar 2) tuvalete gitmek 3) alışveriş yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
masraf görmek — alışveriş veya ödeme işlerini yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulis — is., tiy., Fr. coulisse 1) Sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm Sahneye girişlerinde kuliste sırasını bekliyorlardı. N. Cumalı 2) ekon. Borsa dışında alışveriş yeri 3) Bir amaca ulaşabilmek için ilgili kişiler arasında özel çalışma… … Çağatay Osmanlı Sözlük